6 Mayıs 2013 Pazartesi

mutluluğun saf hali

sıcak bir mayıs günü. şetbaşından, yeşil'e doğru yürüyorum. bursalılar bilir çınardan sola doğru devam eden yolda, yolun sol tarafında siz diyin 15 ben diyim 20 yıllık bi dondurmacı var. hatta rivayete göre yanındaki kasap ile birlikte daha o binalarda orada yokken bile onlar var imiş. rivayet işte. her neyse. akşamüzeri, hava güllük güüstanlık. yavaş yavaş yaz geliyor. insanlar şort giyemeye bile başlamış. dondurmacının önünde bir aile dikkatimi çekti. pusette 2 yaşlarında bir kız bebek, annesi puseti kullanıyor. baba dondurma siparişi vermekle meşgul. ufaklığın babasına bakışındaki saflıktan bahsetmek istiyorum. çünkü çok uzun zamandır böyle bir bakış görmemiştim. belli ki hayatının ilk dondurmasını yemek üzere. gözler, bedenine göre abes görünecek kadar açılmış, kollar, bacaklar kımıl kımıl. babasına doğru kollarını uzatıyor. artık kendi lisanınca bir şeyler anlatmaya çalışıyor babaya. o masumane o saf bakış içimde öyle güzel duygular uyandırdı ki nasıl anlatsam, benzer bir duyguyu ilkokula başladığımda annemin kapı aralığından bana bakıp ''korkma ben burdayım'' demesinde hissetmiştim sanırım. gözlerim dolu dolu oldu. babası ufaklığa dondurma almadı. sadece boş bir külah tutuşturdu eline. ama o yine sevinçliydi. yine mutluydu. gözlerinden anlıyordum bunu. ışıl ışıl minik gözler.